Tag Archive : cinsel danışmanlık

Evliliklerdeki en hassas konulardan biri cinselliktir. Çiftler bir çok konuyu aralarında konuşup, ifşa edebilseler de özellikle cinsel yaşamları hakkında pek konuşmazlar/ konuşamazlar. Evliliklerinde seks yapmayı bırakan çiftler için ise bu konuyu konuşmak özellikle daha da zor olabilir.
Bu konuyu aralarında gündeme getirmekten kaçınan  çiftlere yardımcı olmak için aşağıdaki liste fayda sağlayabilir. Neden çiftler seks yapmayı bırakırlar ve bu konuyu konuşmaktan kaçınırlar?

1- Çiftler eşlerinin artık kendilerini çekici bulmadıklarını duymaktan çekinebilirler ve reddedilmekten korkabilirler. Bunun yanı sıra eşinin bir başkasıyla seks yapıyor olmasından ve bunu öğrenmekten de korkabilirler.
2- İlişki, çiftin her ikisininde ihtiyaç duyduğu veya istediği bir hayatı sürdürmek için birlikte çalıştıkları bir iş anlaşmasına dönüşmüş olabilir. Bu tür ilişkilerde romantizm ve cinsellik ilişkiyi çoktan terk etmiştir ve cinsellik yerine para konuşulur olmuştur.
3- Bitkinlik ve yorgunluk önemli bir etkendir. Çalışmak ve çocuklara bakmak, ev işleri, sorumluluklar cinselliğin öncelikler listesindeki yerini değiştirebilir. Eğer bireyin enerjisi kalmadıysa, cinsellik hakkında düşünmek ve onunla meşgul olmak daha da zorlaşabilir.
4- Yıllar içinde vücudunuz değişmiş olabilir ve artık vücudunuz hakkında kendinizi iyi hissetmiyor olabilirsiniz. Eskiden daha iyi hallerinizi görmüş olan eşinizin karşısında iyi hissetmediğiniz halinizle olmak istemiyor olabilirsiniz.
5- Evlilikte eşlerden biri aldatmışsa eğer, kaybedilmiş olan güven duygusu konusunda hala eksiklik devam ediyorsa, kişinin bir türlü güven duyamadığı  partneriyle cinsellik yaşamak istemiyor olması gayet normaldir. Sonuçta kimse güvenmediği biriyle yakın olmak istemeyecektir.
6- Kişisel hijyen seks yapmadan öncesinde dikkat edilmesi gereken çok önemli konulardan biridir. Eşler yatmadan önce hijyenlerine dikkat etmiyorlarsa, mesela dişlerini fırçalamıyor ve duş almadan yatağa giriyorlarsa bu da eşi seks yapmak istemekten uzaklaştırabilir.
7- Eşler aynı cinsel rutinden sıkılmış olabilirler, hep aynı pozisyonda aynı rutinlerle sevişiyor olmak artık eşlere cazip gelmiyor olabilir.
8- Öfke çiftlerin birbirlerinden uzaklaşmalarında önemli bir konudur. Eşine kızgın ve öfkeli olan birinin fiziksel yakınlık kurmak istemesi pek olası değildir. Öfkenin kaynağının bulunması, çözülmesi evlilik ve cinsel yaşam için çok önemlidir.
9- Seks esnasında rahatsızlık ve acı hissetmek. Bu durumda eşleri seks yapmaktan uzaklaştıran bir konudur. Özellikle kadınlarda kuruluk, gerginlik ağrılı cinsel birleşmelere sebebiyet verebilir ve eş bunu devamlı yaşıyorsa seks yapmak kendisi için keyif verici bir durumdan çıkıp rahatsızlık verici bir duruma dönüşecektir. 
10- Çiftlerin performans kaygıları, orgazm olamama, erken boşalma gibi sorunlarda seksten uzaklaşılmasına sebep olabilir.

Yukarıda sayılan tüm maddeler kişinin cinsel hayatını olumsuz yönde etkileyebilecek sorunlardır. Unutulmaması gerekir ki evlilik sorunları cinsel sorunlara, cinsel sorunlar da evlilik sorunlarına yol açmaktadır. Dolayısıyla eğer cinsel yaşamınızda bu türlü sorunlar varsa ve bu sorunlar ilişkinizi etkiliyorsa, problemler daha da kronik bir hal almadan konunun uzmanlarından yardım almanız doğru bir adım olacaktır.

Klinik Psikolog Sezen Sağlam

Vajinismusu genel olarak, hiçbir fiziksel engel olmamasına rağmen kadının korku, kaygı ve endişelerinden dolayı cinsel ilişkiye izin vermemesi olarak tanımlıyoruz. Vajinismusta başta vajina etrafındaki kaslarla birlikte tüm vücutta kasılma, endişe, korku, tiksinme ve panik hali olur; hasta bacaklarını açılmasını engelleyecek şekilde sıkıca kapatır ve elleriyle eşini iterek cinsel ilişkiye izin vermez.

Vajinismus erken çocukluk döneminde ve yetişkinlikte yaşanmış travmalar, cinsel istismar, taciz veya tecavüz gibi olaylar sonucu gelişebileceği gibi, kişinin cinsellikle ilgili yanlış ve olumsuz inançlarından kaynaklanabilir. Hamilelik korkusu, daha öncesinde acılı ve ağrılı bir birleşme yaşanmış olması, yetersiz cinsel eğitim, ev yaşantısında katı ve dengesiz dini öğretilerin olması, evde şiddet yaşantısı, aileye ilişkin korkular, bağlanma korkusu, taciz eden bir partnerin olması, güven eksikliği vb. nedenleri vardır.

Vajinismusun tedavisinde herhangi bir ilaç kullanımına gerek yoktur. Bunun yanı sıra tıbbi bir müdahaleye de gerek yoktur. Vajinismus konunun uzmanı bir cinsel terapist ile birlikte uygun psikoterapi yöntemleri kullanılarak ortadan kaldırılabilir.

Bir psikoterapi yöntemi olan EMDR (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) travma sonrası ortaya çıkan stres bozukluğunun ve bir çok ruhsal bozukluğun giderilmesinde etkili olan bir terapi yöntemdir. Cinsel terapistler, cinsel işlev bozukluklarını başarılı bir şekilde tedavi etmek için farklı teknikler kullanırlar. EMDR ‘de vajinismusun tedavisinde kullanılan etkili ve kısa süreli bir terapi yöntemidir. EMDR nedir? http://www.sezensalihoglu.com/calisma-alanlarim/emdr-nedir/

Çocukluk çağında cinsel travmaya maruz kalmış erişkin kadınlarda EMDR terapisinin travmaya bağlı semptomlarda azalma veya iyileşme sağladığı bildirilmiştir. (Edmond ve ark.1999, Edmond ve Rubin 2004).

EMDR ile vajinismusa sebebiyet veren olumsuz cinsel deneyimler veya travmalar, mevcut işleyiş içindeki tetikleyiciler, uyaranlar ve durumlar hedeflenerek, beklenti ve korkular ele alınır ve gelecekte pozitif bir cinsel yaşantı için çalışılır. Beynin belirli bir bölümünde asılı kalan travmatik yaşantılar EMDR ile duyarsızlaştırılarak, olumsuz etkileri yok edilir. Örneğin, mastürbasyon yaparken yakalanan ve azarlanan bir kız, yetişkin yaşamında çok büyük bir utanç duygusu yaşayabilir. Küçük bir “t”(travma) olarak değerlendirilebilecek bu içsel utanç, daha sonra yetişkinlikte kişinin cinsel işlevini etkileyebilir.  EMDR, istemsiz yanıtı duyarsızlaştırmak ve çocukluk çağı travmasına ilişkin olumsuz bilişi yeniden işlemesine yardımcı olmak için kullanılabilir. Negatif biliş yeniden işlendikten sonra, pozitif biliş kurulabilir. Vajinismusun oluşmasına sebep her ne olursa olsun EMDR ile çalışılması ve ortadan kaldırılması mümkündür.

Yapılan araştırmalarda belirtildiği gibi EMDR terapi yöntemi ile vajinismusun 3 seans gibi kısa bir sürede çözümlendiği söylenebilir. EMDR ile vajinismusun ortaya çıkmasına sebebiyet veren travmatik yaşantılar ve olumsuz inançlar çalışıldığında vajinismusta otomatik olarak ortadan kalkmaktadır.

Vajinismusu genel olarak, hiçbir fiziksel engel olmamasına rağmen kadının korku, kaygı ve endişelerinden dolayı cinsel ilişkiye izin vermemesi olarak tanımlıyoruz.

Vajinismusta başta vajina etrafındaki kaslarla birlikte tüm vücutta kasılma, endişe, korku, tiksinme ve panik hali olur; hasta bacaklarını açılmasını engelleyecek şekilde sıkıca kapatır ve elleriyle eşini iterek cinsel ilişkiye izin vermez. Cinsel ilişkinin acılı ve ağrılı olacağını düşünerek kendini savunma ve koruma çabası içerisine girer. İşte buna vajinismus denir. Bu tanının konulabilmesi için, bozukluğun sürekli veya yineleyici bir biçimde görülmesi gerekir.

2 cm’ lik düz kaslardan oluşan vajina girişi, hastanın yanlış algısına göre, kasılmalardan dolayı daralmakta, sertleşmekte ve birleşmeyi hemen hemen imkansız hale getirmektedir. Bazı kadınlar vajinalarının penisin giremeyeceği kadar dar olduğunu, hatta böyle bir deliğin olmadığını dahi düşünürler. Fakat vajina esneyebilen, genişleyebilen ve uzayabilen bir organdır. Vajina ilişki sırasında erkeğin penisinin büyüklüğü veya küçüklüğüne göre kendini hazırlayabilmektedir.

Vajinismusun en temel belirtisi; o an geldiğinde kişinin panik atak benzeri bir durum yaşamasıdır, kişi kendini kasar, eşini iter, endişe, kaygı ve korku duyar, ağlama krizlerine girebilir.

Vajinismusun türü kadından kadına değişiklik gösterebilir. Geçmişte herhangi bir travma yoksa, parmak ile vajina girişi ve içi kontrol edilebiliyorsa , sadece cinsel ilişki sırasında eşi itme ve kasılma oluyorsa bu durum “basit vajinismus” olarak adlandırılır ve tedavisi daha kolaydır. Bazılarında ise geçmişte yaşanmış cinsel bir travma vardır ve derinlere bastırılmıştır, bu durum “ağır vajinismus” olarak adlandırılır, tedavisi çok zordur fakat mümkündür. Bazı kadınlar ise; partneri ile olan diğer problemleri nedeniyle istemli olarak ağrı, acı ve kanama olacağından korkarak cinsel ilişkiye müsaade etmezler buna da “durumsal vajinismus” denir.

Vajinismusun nedenleri şöyle sıralanabilir; geçmişte yaşanmış bir cinsel taciz, hamilelik korkusu, daha öncesinde acılı ve ağrılı bir birleşme yaşanmış olması, yüksek kaygı, yetersiz cinsel eğitim, cinsellik hakkındaki yanlış bilgiler, ev yaşantısında katı ve dengesiz dini öğretilerin olması, evde şiddet yaşantısı, aileye ilişkin korkular, bağlanma korkusu, taciz eden bir partnerin olması, güven eksikliği vb. nedenleri vardır. Vajinismusun en sık görülen nedenleri arasında en önemlisi psikolojik kaygılardır. Küçüklükten beri öğretilmiş olan” cinsellik kötüdür” “ayıp, günah,yasak” kavramları,”kızlık zarı çok değerli ve korunması gereken bir şeydir” düşünceleri bu problemin çıkmasında önemli rol oynamaktadır.

Günümüzde binlerce kadının ortak sorunu olan vajinismus, kadınlarımızda utanma, hayal kırıklığı, duygusal tatminde azalma, kendinden nefret etme, suçluluk vs. olumsuz duygulara neden olmaktadır. Bunun yanı sıra yıllarca evli olup bu rahatsızlığı yaşayan ve bu durumdan dolayı boşanan çiftlerin sayısı azımsanamayacak kadar da fazladır. Vajinismus tedavisinde en önemli olan şeylerden birisi de çiftlerin birbirine destek olmaları, tedavi sürecinde birlikte hareket etmeleridir.

Son olarak şunu söyleyebiliriz ki, vajinismusun nedenleri tamamiyle psikolojiktir ve tedavi edilebilir. Önemli olan tedaviyi istemek ve bu konuda eğitim almış cinsel terapistlere utanmadan, sıkılmadan başvurmaktır. Daha detaylı bilgi için sorularınızı bekliyoruz…

Toplumumuzda cinselliği konuşmak ve merak etmek hala ayıp olarak algılanmaktadır. Böylece cinsellik hem merak edilen hem de konuşulmaktan kaçınılan bir konu olmaktadır. Cinsellikle ilgili konuşmak ve merak etmek hala bir tabu olduğundan dolayı, kişiler veya çiftler herhangi bir cinsel sorun yaşadıklarında ne yapmaları gerektiğini, nereden yardım almaları gerektiğini bilemez bir durumda kalmaktadırlar ve etraftan duydukları, kulaktan kulağa yayılmış, yanlış ve uydurma bilgilere inanmaktadırlar. İnandıkları bu yanlış ve uydurma bilgiler yaşadıkları cinsel sorunları daha da içinden çıkılmaz bir hale sokar. Oysa ki doğru yerlere ve konunun uzmanlarına ulaşıldığında, cinsel sorunlar çözümsüz değildir.

Cinsel sorunların tedavisinde cinsel terapi uygulanmaktadır. Cinsel terapi, kişilerin/çiftlerin yaşadıkları cinsel sorunları çözmelerine yardımcı olan, bunu yaparken de yeniden cinsel eğitim veren, çiftlerin ve bireylerin kendilerini tanımalarını sağlayan, çiftler arasında ki ilişkileri iyileştirip olgunlaştırmaya çalışan özel bir terapi alanıdır. Cinsel terapinin içinde sorunun anlaşılması, tanının konulması, tedavi planının oluşturulması, çiftlere veya kişiye cinsel anatomi, fizyoloji ve cinsellikle ilgili diğer konularda bilgilendirmelerin yapılması ve ev ödevlerinin verilmesi yer alır.

Cinsel terapi sonuç odaklı bir terapidir, ulaşılması gereken bir hedef vardır ve danışanlarla iş birliği sağlanarak bu amaca ulaşmak için çalışılır. Cinsel terapide, kişiye/çifte terapi odasında kesinlikle girişimsel bir müdahale yapılmaz, sadece danışanlarla birlikte sorun tespit edilir, kişi/çifte ayrıntılı cinsel bilgilendirmeler yapılır ve kişinin/çiftin evinde uygulaması üzerine ev ödevleri verilir.

Cinsel terapinin amacı, çiftin cinsel sorunlarını tespit etmek ve sonuca ulaştırmak, çiftin cinsel bilgi ve becerilerini zenginleştirmek, eşlerin birbirlerini daha iyi tanımlarına yardımcı olarak eş ile cinsel iletişimi arttırmaktır.

Cinsel terapiye başvurmak kişi/çift için pek kolay olmamakla beraber, cinsel sorunların çözümü için en güvenilir ve doğru olan yoldur. Çözülmeyen cinsel sorunlar kişide depresyona ve ilişki sorunlarına sebebiyet verebilir. Bu yüzden cinsel sorunlarınız olduğunu düşünüyorsanız, ertelemeden, en kısa zamanda bir cinsel terapiste başvurmanızda fayda vardır.